Biz Dört Kişiyiz...
Bundan yedi yıl önce
lisede üç tane pırlanta gibi insanlarla tanıştım. Hiçbir şeyimken bir anda her
şeyim oldular. Beraber günler, aylar, seneler geçirdik. Dersler, ödevler,
sınavlar yanında gır gır, şamata, eğlence, üzüntü, ağlamalı gözler...
Yaşamadığımız duygular kalmadı anlayacağınız.Geriye dönüp baktığım da vay be
diyeceğimiz bir sürü anı biriktirmişiz. Derken koca dört sene doldu okul bitti,
yani ayrılık zamanı.Ama biz ayrılmadık
daha da kenetlendik. Arkadaştan öte dost, kardeş, sırdaş bazen abla bazen anne
olduk birbirimize.Dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştık.
Şöyle bir söz okumuştum
" İnsanlar anlatabildikleriyle dost, eğlenebildikleriyle arkadaş,
ağlayabildikleriyle kardeş olurlar." İşte bu sözde anlatılan her şeyi ben
onlarla yaşadım.Her şeyimi anlattım hiç tereddüt etmeden onlara, dertlerimizi
anlatıp ağladık. Onlarla beraberken güldük, eğlendik. Yani biz DOST, ARKADAŞ VE
KARDEŞİZ.
İyi ki karşılaşmışım ve iyi
ki tanımışım onları, kim mi onlar Fatoş, Şeyma ve Güler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder