12 Kasım 2014 Çarşamba


    Biz Dört Kişiyiz...



Bundan yedi yıl önce lisede üç tane pırlanta gibi insanlarla tanıştım. Hiçbir şeyimken bir anda her şeyim oldular. Beraber günler, aylar, seneler geçirdik. Dersler, ödevler, sınavlar yanında gır gır, şamata, eğlence, üzüntü, ağlamalı gözler... Yaşamadığımız duygular kalmadı anlayacağınız.Geriye dönüp baktığım da vay be diyeceğimiz bir sürü anı biriktirmişiz. Derken koca dört sene doldu okul bitti, yani ayrılık zamanı.Ama biz  ayrılmadık daha da kenetlendik. Arkadaştan öte dost, kardeş, sırdaş bazen abla bazen anne olduk birbirimize.Dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştık.

Şöyle bir söz okumuştum " İnsanlar anlatabildikleriyle dost, eğlenebildikleriyle arkadaş, ağlayabildikleriyle kardeş olurlar." İşte bu sözde anlatılan her şeyi ben onlarla yaşadım.Her şeyimi anlattım hiç tereddüt etmeden onlara, dertlerimizi anlatıp ağladık. Onlarla beraberken güldük, eğlendik. Yani biz DOST, ARKADAŞ VE KARDEŞİZ.


İyi ki karşılaşmışım ve iyi ki tanımışım onları, kim mi onlar Fatoş, Şeyma ve Güler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder